Erozyon Kontrolü ve İzmir Sel Derelerinin Islahı

Erozyon Kontrolü ve İzmir Sel Derelerinin Islahı

Mahir Keskin
Orman Mühendisleri Odası

Kaynakların cazibeye göre el değiştirdiği, dün ön planda olan bir kaynağın bugün ilgi
görmemesi, yanıltmamalı bizleri. Kaynak her zaman yararlanıldığında kaynaktır ve
yararlanma koşulları ortadan kalktığında çok da önemli değildir.

İnsan topluluklarının oluşumu ve örgütlenmesi ile birlikte başlangıçta bireysel olan
kaynaklara sahip olma bencilliği, zamanla klanın daha sonra kabilenin ve giderek oluşan
devletin hakkı olarak görülmüş ve bu uğurda yapılanlar, yapıla gelenler ve yapılmakta olanlar
tüm evrenin önünde tam anlamı ile güçlünün haklı olduğu bir konumda gerçekleşmiştir.

Tüketim çılgınlığının bize daha ne kadar hizmet edebileceğini ne yazık ki pek azımız
düşünüyoruz. Bu düşünce eksikliğimizdir ki kaynakların sürgit bizle devam edeceği
varsayımını da yaratmıştır ve bundan en ufak kuşkumuz yoktur. Oysa bilim, kaynakların daha
ne kadar kullanılabilir olduğunu çok küçük sapmalarla belirlemiş durumdadır ve insanlık, bu
yok oluşa gidişi yavaşlatmak elinde iken, hızlandırmakta adeta birbiri ile yarışmaktadır.

Kaynaklar içerisinde en hızlı yok edilen topraklar olup her şeyi üreten yapısı ile ölümle
pençeleştiği alanlar her halde artık milyonlarla ifade edilen hektarlara varmıştır. Bir taraftan
endüstrinin, bir taraftan sanayileşen tarımın kirletmesi ile üretimden düşen toprak miktarı
hiçte azımsanacak gibi değildir. Globalleşen yapısı ile küresel kirlilik yalnız ürediği yerde
kalmamakta büyük yıkım bulutları halinde bir ülkeden diğerine her hangi bir engelle
karşılaşmadan serbestçe geçebilmektedir. Böylece kaynak kirliliği de yöresellikten küreselliğe
doğru hızla yol almaktadır. Toprağın kirlenmesi onun tüm üretici gücünü alıp götürür ve
değerini, hangi değerlendirme ile değerlendirirseniz değerlendirin, değersiz seviyesine indirir.
Hızla geliştiğimiz son 50 yıl içersinde, aldığımız gelişmişlik yolu incelendiğinde hiç de kolay
olmadığı, birçok yasa, kural, yönetmeliğe karşın ilerlemenin, önündeki her türlü engeli
heyelan ve taşkın yaparak aştığını görüyoruz.