ORTADOĞU’DA HALKLARI KATLEDEREK YAPILAN YENİ PAYLAŞIM DÜZENİNE HAYIR!

Aralarında TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu’nun da yer aldığı İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, bir basın toplantısı düzenleyerek Ortadoğu’da yaşanan son gelişmelere ilişkin görüşlerini paylaştı.

Filistin ve Rojava’da meydana gelen gelişmelere dikkat çekmek üzere 21 Temmuz 2014 tarihinde İzmir Barosu toplantı salonunda düzenlenen basın toplantısında açıklamayı İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına Eğitim-Sen 6 Nolu Şube Başkanı İdil Uğurlu okudu. Uğurlu tarafından okunan açıklama şu şekilde:

DSC_5202

“İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırıları sonucunda yüzlerce Filistinli yaşamını kaybetti. İsrail devleti, tarihinde daima yaptığı gibi bir kez daha sivilleri hedef aldı, yüzlerce insan öldürüldü, yaralandı, binlercesinin ocaklarına ateş düştü. İsrail devleti, plajda oyun oynayan çocukları bombalayacak kadar gözü dönmüş bir şiddet ile kan dökmeye devam ediyor.

İsrail işgali ve kuşatması Filistin halkına çok ağır bedeller ödetti. Milyonlarca Filistinli ülkesinden uzakta, mülteci olarak yaşıyor. Filistinlilerin neredeyse üçte ikisi işsiz, yarısından fazlası günde 2 dolardan az bir gelirle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. İsrail devletinin kontrol noktalarında insanlar aşağılanarak bekletiliyor, işkence yapılıyor, kurşunlanıyorlar. Tüm bu insanlık dışı eylemler, başta ABD olmak üzere emperyalist güçlerin desteği ile hayata geçiriliyor.

Bu nedenle, Filistin’de İsrail’e “dur!” demek, bölgedeki emperyalist saldırganlığa “hayır” demektir. Onurlu Filistin halkının yanında olmak, emperyalizme karşı yoksul Ortadoğu halklarının safında olmaktır. Bugün “Diren Filistin” demek aynı zamanda “Diren Rojava” demektir. Çünkü Ortadoğu’da İsrail’e benzer biçimde kendinden olmayan herkesi düşman gören bir başka güç de kendine Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) diyen çetedir. Onlar da bugün Rojava’da kendinden olmayan herkesi sivil demeden, çocuk demeden, kadın demeden katletmektedir.

Bu gün Gazze’de yaşanan vahşet, Irak’ta, Suriye’de Rojava’da IŞİD terör örgütünün gerçekleştirdiği katliamlardan bağımsız değildir. Bütün bunlar bölgedeki emperyalist pazarlıkların görünür kısımlarıdır.

Ortadoğu halkları emperyalizmin kendilerini mahkum etmek istediği bu barbarlığa, bu karanlığa mahkum olmayacaktır! Türkiye halklarının yüreği direnen halkların yanındadır!

Türkiye Cumhuriyetini yönetenlerin Ortadoğu politikaları ise iflas etmiştir. İsrail’i kınamak dışında hiçbir gerçek yaptırım uygulanamamakta, AKP iktidarı hamasi söylevlerle bu vahşete herhangi bir yaptırımla müdahale etmeden Cumhurbaşkanlığı seçiminde iç malzeme yapmaktadır.

Devletin en tepesindekilerin çocukları İsrail ile ticari ilişkilerini geliştirirken “one minute” tarzı açıklamalar yapmak sadece samimiyetsiz değil aynı zamanda ciddiyetsizdir.

İsrail’in OECD üyeliğine vetoyu kaldıran AKP hükümeti döneminde Türkiye İsrail’in en çok ithalat yaptığı dördüncü ülke pozisyonuna gelmiştir. Türkiye İsrail’in en büyük beşinci ticari partneri olarak dünyanın en gelişmiş ekonomilerini geride bırakmıştır.

Yine iktidarı döneminde Kürecik’te açılan radar üssü ile İsrail’e NATO kanalları üzerinden istihbarat desteği sağlayanın AKP hükümeti olduğu unutulmamalıdır.

Gazze’de yaşanan katliamın ardından Türkiye’yi yönetenler İsrail’e somut bir yaptırım uygulayamazken İsrail devleti Türkiye’ye yaptırım uygulamıştır. Türkiye’yi yönetenler nutuk atarken İsrail’in Türkiye ile diplomatik ilişkilerini minimuma indirme kararı alması utanç verici bir gelişmedir.

Kendi yurttaşları 10 Haziran’dan beri IŞİD adı verilen çetenin elinde rehinken, serbest bırakılmalarını temenni etmekle yetinen bir hükümetin, İsrail’e karşı hamasi sözlerinin de Ortadoğu halkları gözünde hiçbir inandırıcılığı yoktur.

Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlerin İsrail ile ticari, askeri ve diplomatik ilişkileri aynı biçimde sürdürmekteki ısrarını kınıyoruz. Gazze ve Rojava’da yaşanan katliamların derhal durdurulmasını ve bölge halklarının barış içinde bir arada yaşamasını istiyoruz.”