DİSK, KESK VE TMMOB: BU KATLİAMIN SORUMLUSU İKTİDARDIR

DİSK, KESK ve TMMOB, geçtiğimiz günlerde Manisa Gölmarmara’da meydana gelen ve 15 tarım işçisinin ölümü ile sonuçlanan kazaya ilişkin bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

IMG_2443

Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Lokali’nde gerçekleşen basın toplantısında kurumlar adına açıklama yapan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ulus Bozkır, olağanlaşan iş cinayetlerinin sonuncusunun, tarım işçilerine dayatılan çağdışı çalışma koşulları nedeniyle Manisa’da bir kez daha yaşandığını ifade ederek, “Hemen her sektörde kanıksanan iş cinayetleri; insana verilen değer ile değil, rakamlarla değer bulmakta ve basında yer almaktadır. Barınma, ulaşım, beslenme, altyapı gibi asgari insanca yaşama koşullarının neredeyse hiç olmadığı tarım sektöründe, mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşulları, AKP döneminde ortaçağ kölelik koşullarına dönmüştür” diye konuştu. Bozkır, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Adıyaman ve Isparta Yalvaç’taki mevsimlik tarım işçilerinin, Soma’da, Ermenek’te, Şırnak’taki madencilerin, Mecidiyeköy’deki inşaat işçilerinin ya da hemen her gün bir ya da iki kişinin bir iş yerinde hayatını kaybetmesi, iktidarın işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki aymaz tutumunu ortaya sermektedir. Duble yolların, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun hiçbir şey ifade etmediğini bir kez daha gördük.

Bu bir kaza değildir, bu bir kader değildir, bu bir katliamdır.

Tarım işçileri, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun dışında bırakıldığı için, dışa bağımlı tarım politikaları uygulandığı için, yoksullaştırılan köylüler ucuz işgücü haline getirildiği için, güvencesiz, çok düşük ücretlerle uzun süreli çalışmaya mahkûm bırakıldıkları için, bu katliamın sorumlusu iktidardır.

Ölenlerin çoğunluğunun kadın olması da bir tesadüf değildir. Kayıt dışı çalışma oranının % 80’lere ulaştığı tarım sektöründe çalışanların büyük bir kısmını kadınlar oluşturmaktadır. Bu insanlık dışı koşullar altında hiçbir sosyal güvencesi olmadan, uzun süreli düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakılan kadınlar, tüm sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de ağır bedeller ödemektedir.

Herhangi bir nedenle her gün en az beş kadının erkek şiddetine maruz kaldığı, en az bir kadının öldürüldüğü ülkemizde; katillere tahrik indirimi veren, 13 yaşındaki kız çocuğunun rızası olduğunu söyleyebilen yargı; iş cinayetlerinde de benzer tutum içinde sermayeden, patronlardan ve siyasi sorumlulardan yana kararlar verebilmektedir.

Gerici zihniyetle beslenen, kadınları eğitimden, çalışma ve toplumsal yaşamdan kopararak, küçük yaşta imam nikâhını meşrulaştıran, güvencesiz ve ucuz işgücü haline getirmek isteyen, ölümü kader haline getiren emek ve kadın düşmanı tüm politikaları reddediyoruz.

Her geçen gün daha da artan sosyal güvencesiz, düşük ücretli kayıt dışı istihdamı, kader haline getirilen yoksulluğu, işsizliği ve fıtrat ile gerekçelendirilen iş cinayetlerini durdurmak için derhal gerekli düzenlemeler yapılmalı,  sorumlular acilen cezalandırılmalıdır.

İktidarın dayattığı güvencesiz koşullar nedeniyle kaybettiğimiz tüm işçilerin ailesine başsağlığı, yaralı olanlara da acil şifalar diliyoruz. Bu ölümlerin fıtrat, kader gibi olağan bir durum olmadığının bilinciyle, iktidarın tüm sömürü politikalarına karşın,  bir işçimizin dahi iş cinayetine kurban edilmemesi için türlü mücadeleyi ısrarla sürdüreceğiz.”

Bozkır’ın ardından söz alan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Melih Yalçın ise TMMOB olarak işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda sayısız rapor hazırladıklarını belirterek, “Raporlar, tek parti hükümeti tarafından sürekli sümen altı edildi. Bu dönem onların tek başına iktidarı son buldu. Bu hepimiz için bir fırsattır. Şu an itibariyle hem tarım hem fabrika işçilerinin hem de madencilerin çalışmalarını insanca yaşanılabilir bir seviyeye çekilmesi için çabamız yeterli değil. Rapor yayınlıyoruz ancak bunun siyasi bir çabaya dönüşmesi gerekiyor. Büyüme ve kalkınma yalanı ile daha ucuz işgücü yaratılmak için insan yaşamı hiçe sayılıyor” şeklinde konuştu.