TMMOB ÜYELERİ, “CUMHURBAŞKANINA HAKARET”TEN YARGILANIYOR

TMMOB üyelerinin “cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması ile yargılandığı davanın ilk duruşması Bayraklı Adliyesi’nde görülürken, TMMOB üyeleri de kendilerini ihbar ettiler.

IMG_3575

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Melih Yalçın ve Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi üyesi Devrim Cem Erturan’ın “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılandıkları davanın ilk duruşması Bayraklı Adliyesi’nde görüldü. Yalçın ve Erturan’ın 12 Şubat 2015 tarihinde TMMOB kanununda değişiklik yapılması planını protesto amacıyla gerçekleştirilen eylemde attıkları sloganlardan dolayı yargılandıkları duruşma öncesinde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. TMMOB üyelerinin yanı sıra DİSK, KESK, Çağdaş Avukatlar Grubu’nun da aralarında bulunduğu sendika ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinin ve CHP İzmir Milletvekili Musa Çam’ın da katıldığı basın açıklamasında bir konuşma yapan TMMOB Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Güniz Gacaner Ermin, “cumhurbaşkanına hakaret” davalarının Türkiye adına utanç olduğunu ifade ederek, “Son bir yıl içinde açılan yüzlerce davadan anlaşılan şu ki, 13 yıllık AKP iktidarının her geçen gün bir ileri aşamaya taşınan baskıcılığı, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasını, kendisi için kullanışlı bir araç olarak seçmiş görünüyor” diye konuştu. Ermin, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Kaç-Ak saraydaki sultana, ‘hırsız’ ve ‘katil’ demenin suç olmadığı, demokratik ifade özgürlüğü kapsamında olduğu, bu ülkenin mahkemeleri tarafından da kabullenilmiş iken, biz bugün burada bunu hâlâ suç olarak gören mahkemeye kendimizi ihbar ediyoruz. O eylemlerde biz de vardık, o sloganları biz de attık, eğer suçsa bu fiili biz de işledik.

Devletteki kadrolaşmada, ülkenin dört bir yanında yandaşlara peşkeş çekilmiş ihalelerde, HES’lerde, ayakkabı kutularında, en önemlisi de Ankara’nın göbeğindeki saraydaki hırsızlığa bizzat şahit olduk. Gezi’de, Suruç’ta, daha 1 ay önce Ankara’da, Cizre’de, Silvan’da katilliğe de gayet açık biçimde şahit olduk. Eğer yargı, dostlarımızın, mücadele arkadaşlarımızın, toplumun geniş kesimlerince kabul gören bir gerçekliği dile getirmelerini suç olarak görüyorsa, biz de bu suça ortak olduğumuzu belirtmek isteriz.

IMG_3572

TMMOB olarak, meslek ve meslektaş sorunlarını toplumun sorunlarından ayırmadan mücadelemizi verdik, yurttaşlarımızın çıkarlarını her şeyin önüne koyduk. Çocuklarımıza gemicik almadık, yandaşlarımıza altın tepsilerde ihale sunmadık. Şehirlerimizin, köylerimizin, tarım alanlarımızın, derelerimizin, ormanlarımızın talan edilmesine, yağmalanmasına izin vermedik. İşte tam da bu nedenlerle, yalan ve talan iktidarının hedefinde olduk.

Yaşananlar, iktidarın TMMOB’yi işlevsiz kılmak adına son yıllarda dozunu giderek arttırdığı saldırılardan bağımsız değildir. Bu saldırıların yoğunluğu azalmış görünse de, biliyoruz ki TMMOB’nin etkisizleştirilmesi AKP iktidarının gündeminden çıkmamaktadır. Rant ve talanın önünde engel olarak gördükleri TMMOB’yi hedef tahtasına koyanlar bilmelidirler ki, meslektaşlarımızdan ve yurttaşlarımızdan aldığımız güçle bu saldırılara sonuna kadar direnecek, meslek ve meslektaş sorunlarının yanında toplumun sorunlarına çözüm bulma çabalarına da katkı sunacak, hırsıza hırsız, katile katil demeye devam edeceğiz. Talan ve sömürü iktidarı karşısında gerçekleri dile getirmekten geri durmayacak, sözümüzü sakınmayacak, mücadelemizi sürdüreceğiz.

TMMOB diktaya, sivil darbe günlerini ülkemize yaşatanlara boyun eğmeyecek.”

Açıklamanın ardından, açıklamaya katılanlar, kendilerinin de aynı eylemlere katılıp aynı sloganları attıklarını belirttikleri dilekçeleri savcılığa ileterek kendilerini ihbar ettiler. 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma sonucunda ise dava, 3 Aralık 2015 tarihinde görülmek üzere ertelendi.