ANKARA’DAKİ KATLİAM PROTESTO EDİLDİ

13 Mart 2016 tarihinde Ankara’da gerçekleşen katliam, İzmir Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri tarafından protesto edildi.

IMG_5835

Ankara Güvenpark’ta meydana gelen ve 37 yurttaşın yaşamını yitirmesi ile sonuçlanan katliam, İzmir Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri tarafından gerçekleştirilen basın açıklaması ile protesto edildi. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Hükümet istifa” gibi sloganlar atılırken basın açıklamasını KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Bahri Akkan okudu. Akkan, saldırıda yaşamını yitirenlerin yakınlarının acılarını paylaştıklarını, yaralılara acil şifalar dilediklerini ifade ederek başladığı açıklamasında, Ankara’nın, iktidarın savaş politikaları sonucunda katliamların başkenti olma yolunda hızla ilerlediğini vurguladı ve “Bundan yıllar önce Bağdat’ta, son yıllarda Şam’da ve başka Ortadoğu kentlerinde görmeye maalesef alıştığımız görüntüler, başkent Ankara’da sıklıkla yaşanır hale geldi” diye konuştu. Son beş ayda Ankara’da meydana gelen ve en büyüğüne 10 Ekim Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’nde şahit olunan bombalı saldırılarda 150’den fazla yurttaşın yaşamını yitirdiğini hatırlatan Akkan, “Siyasi iktidar ve onun temsilcileri, yasal siyaset yapan insanları, sendikacıları, öğrencileri, akademisyenleri hedef göstermekte, gözaltına almakta, tutuklamakta ne kadar hevesli ve hızlı ise, katliamları engellemekte de aynı derecede aciz ve isteksiz durumdadır. ABD Ankara Büyükelçiliği, bombalı saldırı ihtimaline dair Türkiye hükümetinden aldığı bilgi doğrultusunda Ankara’daki yurttaşlarını uyarırken, Türkiye’de siyasi iktidarın yapabildiği tek şey saldırı sonrasında, olaya ilişkin haberlere yayın yasağı getirmektir” dedi. Akkan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Yaşanan saldırılara dair kesin olan tek bir şey var. O da, AKP iktidarının içeride ve dışarıda büyük bir saldırganlıkla takip ettiği savaş politikalarının, bu saldırıların zeminini hazırladığıdır. AKP iktidarının ektiği düşmanlık tohumlarının bedelini maalesef halklarımız canlarıyla ödemektedir. Şans eseri yaşamayı sürdürenler ise her an patlayacak bir bombayla kendilerinin ya da yakınlarının yaşamlarını yitireceği endişesiyle hayatlarını devam ettirmekteler. Yaşananlardan AKP iktidarı kadar, başta yandaş medya olmak üzere izlenen politikalara alkış tutanlar da sorumludur. Batıda bombalı saldırılarla katliamlar, metropollerde yargısız infazlar, Kürt halkının yoğun yaşadığı yerlerde sivillere yönelik saldırılar bir arada düşünüldüğünde, iktidar sahiplerinin kendileri dışında bu coğrafyada yaşayan hiç kimsenin kendini güvende hissedemediği gerçeği ile karşı karşıyayız. Ancak bu duruma, yaratılan kaos atmosferine alışmayacağız. Tek adam iktidarı yolunda tüm bir ülkeyi yaşanmaz hale getirenlere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.

Bizler emek, barış ve demokrasi güçleri olarak, failin kim olduğuna bakmaya gerek olmadığını hatırlatıyor, yurttaşlarımızın yaşamlarını ve huzurunu hedef alan bu terör saldırısını kınıyor, bu saldırıyı ve siyasi iktidar eliyle ülkede yaratılan kaos ortamını protesto ediyoruz.

IMG_5850

13 Mart Ankara Katliamında 37 insanımızın yaşamını yitirmesi, yüzlerce yaralının bulunması bile iktidar sahiplerini rahatsız etmemekte, hiç kimse görevden alınmadığı gibi, hükümet ya da bakanlardan onurluca istifa etmelerini beklemek de sadece hayal olsa gerek. Paris katliamı sonrası Fransa istihbaratını eleştiren saray, bu kaostan beslendiği, kan gölünden, politika yapmak için yararlandığından olsa gerek verilen istihbaratları bile değerlendiremeyen MİT’ini, emniyetini, İçişleri Bakanlığını ve kukla hükümetini korumanın dışında bir şey yapmıyor. Anayasa Mahkemesini verdiği karar için günlerce saldırı altında tutanlar, Ankara’nın göbeğinde patlayan bombalar karşısında adeta yaşanılanları destekler bir tutum almakta. İnternet yasaklarıyla, haber yasaklarıyla adeta bir karartma, kaçırma uygulanmakta. Havuz medyası eliyle yürütülen kara propaganda ile 17 Şubat’ta patlayan bombaları kendi çıkarına dönüştürmek için yaptıklarına benzer bir tutum bu katliamda da devreye sokulmuş durumda. Yasaklara rağmen Ak troller ve havuz medyasında isimler, senaryolar çarşaf çarşaf açıklanmaktadır. Kaostan beslenenlerin barbarlıkları, acımasızlıkları kendi sonlarını da getirecektir. Ortadoğu tarihi bu tür diktatörlerin sonlarının nasıl geldiğine ilişkin güzel örneklerle doludur.

Sarayı ve onun hükümetini sorumlu davranmaya ve istifa etmeye çağırıyoruz. Yine Reyhanlı’dan bu yana yaşanılan katliamların aydınlatılması için tüm halklarımızı mücadeleye, katliamların hesabını sormak için, unutmamak, unutturmamak için herkesi barış, demokrasi özgürlük mücadelesine davet ediyoruz. Tarih direnenlerin, mücadele edenlerin kazandığını gösteren örneklerle doludur.”