10 EKİM’DE KATLEDİLENLER İZMİR’DE ANILDI

10 Ekim 2015 Ankara katliamında yaşamını yitirenler, katliamın 6. ayında İzmir’de anıldı.

IMG_6242

10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da Emek, Barış ve Demokrasi Mitingine yönelik saldırıda yaşamını yitirenler, katliamın 6. ayında İzmir’de anıldı. İzmir Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla Karşıyaka İZBAN İstasyonu önünde gerçekleştirilen anmada “Ankara’yı unutma, unutturma”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” gibi sloganlar atılırken, basın açıklamasını KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Hasan Ali Kılıç okudu. Kılıç açıklamasında, Türkiye’nin içine sürüklendiği çatışmalı ortama dur demek amacıyla düzenlenen 10 Ekim Emek, Barış ve Demokrasi mitingine yönelik saldırıda 100’ü aşkın kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, “10 Ekim katliamının ardından tam altı ay geçti. Emek, demokrasi ve barış mücadelemizde değişen bir şey olmadı. Katliamın gerçek faillerinin açığa çıkarılıp cezalandırılması beklenirken yeni katliamlar ve yeni gözyaşları yaşanmaktadır” dedi. İktidarın bu katliamların faillerini bulmayacağının açık olduğunu belirten Kılıç, “Katliamdan hemen sonra iktidarın ısrarla bir algı operasyonu yürütmesi, daha arkadaşlarımızın cansız bedenleri toprağa gömülmeden soruşturmanın seyrini değiştirmeye ve etkilemeye yönelik açıklama ve politikaları bugün daha iyi anlaşılmaktadır. İktidar sözcüleri ‘her kim ki bu saldırıdan nemalanmak istiyorsa arkasında da onlar vardır’ diyordu. Söyledikleri tek doğru söz bu olsa gerek. Kısa süre sonra ‘Ankara saldırısından sonra oylarımız arttı’ dediler ve oluşturdukları büyük korku dalgası üzerinden 1 Kasım’da tek başlarına iktidar oldular. Kimin nemalandığı da böylece ortaya çıktı” şeklinde konuştu. Kılıç, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Fail mi arıyoruz? Fail bellidir. Bu ülkede barış sesinin daha gür, daha yankılanan bir biçimde çıkmasından kimler rahatsız oluyorsa failler onlardır. Kimler hak arama mücadelesinden korkuyorsa, kimler sokakları emekçilere kapatmak istiyorsa failler onlardır. Failler, barış dedikleri için Fatih Sürenkök’ü, Mahmut Bakay’ı, Bahri Akkan’ı görevinden alan zihniyetin kendisidir. Barış talebimizden korkanlardır.

Açıkça ifade ediyoruz; Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç saldırılarının aydınlatılmaması, dosyalara gizlilik kararı koyularak karartılması 10 Ekim katliamına davetiye çıkartmıştır.

Dolayısıyla bir taraftan 10 Ekim katliamına ilişkin tarihi nitelikte bir hukuki ve siyasi mücadele yürüteceğiz. Bir yandan da diğer saldırılara ilişkin davaların takipçisi olmaya devam ediyoruz. Yaşamını yitiren ve yaralanan arkadaşlarımız adına ve kurumsal olarak suç duyurularında bulunduk. Gerçekler açığa çıkarılıp katiller hesap verinceye kadar bu davanın peşini bırakmayacağız. 100’ün üzerinde yoldaşımızı yitirdiğimiz bu davanın yüzyılın davası olması için ne gerekiyorsa, nasıl bir mücadele yürütmek gerekiyorsa bundan kaçınmayacağımızın da bilinmesini isteriz.

IMG_6244

10 Ekim katliamı sonrasında Ankara Gar Meydanı ve çevresinin mevcut mekânsal biçimi ile sıradan bir mekân, trafik kavşağı şeklinde kullanılmaması gerekmektedir. 100’ün üzerinde yurttaşımızın, yoldaşımızın hayatını kaybettiği, yüzlercesinin yaralandığı, binlercesinin bu acıya tanık olduğu ve milyonlarcasının derinden etkilendiği bu alçak saldırı sonrasında Ankara Gar Meydanı ve çevresi, Türkiye halkları için bundan böyle farklı bir anlam ifade edecektir. Bu anlamın katliamın yaşandığı mekânda karşılık bulması ve meydanın ‘anıt mekân’ haline getirilerek yeniden düzenlenmesi bizim sorumluluğumuzdadır.

Bu meydanın adı bundan böyle ‘Emek, Barış, Demokrasi Meydanı’dır.

Katliamın gerçekleştiği Gar Meydanı ve çevresinin, ulusal ve uluslararası kamuoyunun dikkatini çekebilecek, toplumun farklı kesimleri tarafından benimsenebilecek geniş katılımlı bir yarışma aracılığıyla yeniden düzenlenmesi için her türlü girişimde bulunduğumuzu kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.

Biliyoruz ki yolumuz uzun, işimiz zor. Ancak bizi büyütecek olan da bedenlerini siper eden yoldaşlarımızın bıraktığı yerden devam etmek, birlikte ve ortak mücadeleyi geliştirmek, faşizmden hesap sormaktır. Bizleri kanla, bombalarla susturmak, korkutmak, uslandırmak ve terbiye etmek isteyenlerden hesap soruncaya, bu katliamın arkasındaki bütün karanlık ilişkiler açığa çıkarılıncaya kadar bir an olsun durmayacağımızı buradan bir kez daha haykırıyoruz. Barış karanfili yoldaşlarımıza vereceğimiz söz, halklarımızın özlemini çektiği barışı sağlamak ve iktidar uğruna her şeyi yapabilecek kadar gözü kararanları, katliamı gerçekleştirenleri açığa çıkarıp hesap sormaktır.

10 Ekim’de olduğu gibi bugün de ‘Savaşa inat, barış hemen şimdi’ diyoruz. Emek, barış ve demokrasi için mücadeleye devam edeceğiz.”