TAHİR ELÇİ İZMİR’DE ANILDI

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, ÇHD, ÖHP ve İHD, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’yi katledilmesinin 1. yıl dönümünde gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla andı.

img_9061
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, katledilmesinin birinci yıl dönümünde İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasıyla anıldı. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilen açıklamada “Tahir Elçi ölümsüzdür”, “Faşizme karşı omuz omuza” gibi sloganlar atılırken basın açıklamasını ÖHP Üyesi eylem Yıldız okudu. Yıldız açıklamasında, Elçi’nin katıldığı bir televizyon programında kendisine sorulan bir soru üzerine, “PKK terör örgütü değildir” dediği için programdan hemen sonra adeta bir sosyal linçe maruz bırakıldığını, sonrasında gözaltına alındığını ve serbest kalmasının ardından da vurularak öldürüldüğünü hatırlatarak, “Tahir Elçi, yaşadığı coğrafyanın iğne ile kuyu kazamaya benzeyen adalet arayışına kendini vakfetmişti. Elçi’nin vekilliğini ve savunmanlığını üstlendiği davaların kronolojisine ve niteliğine bakılacak olursa hakikat ve adalet arayışının toplumsal izdüşümü açıkça görülecektir” diye konuştu. Yıldız, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Geriye dönüp bakıldığında, Elçi’nin, önünde vurularak öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare gibi adalet arayışını dört sacayağı üzerine oturduğu görülecektir.

Bu ayaklardan birincisi coğrafyasıydı. Elçi, doğduğu, yaşadığı ve öldüğü coğrafyasının insani, tarihi ve kültürel miras ve değerlerine bağlılığı varlık nedeni sayıyordu.

İkinci sacayağı, hukuk ve hakikat arayışındaki ısrardı. Elçi, hukukun yok sayıldığı ve hukuk arayışına güvenin son bulduğu zamanlarda bile hukukun ve hakikat arayışının yeryüzünde bir su çatlağı gibi bir yol bulacağına inanmıştı ve bunun için mücadele etmişti.

Üçüncü sacayağı vicdanıydı. Elçi’yi tanıyan herkesin şahitlik ettiği gibi o adalet ve hukuk arayışını, vicdanlı olma ve vicdanlı olmaya davet noktasına odaklamıştı. Elçi, vicdanın, adil bir dünyanın temeli olduğuna inanlardandı.

Dördüncü sacayağı, düşündüğünü ve bildiğini dosdoğru söyleme ve bunda ısrardı. Elçi, yaşadığı coğrafyanın omuzlarına yüklediği en temel sorumluluğun dile getirme ve dile getirdiğinde ısrar etme olduğunun bilincindeydi. Bu nedenle, linçe maruz kalırken ve sorgulanırken bile sözün önemine vurgu yapmaktaydı.

Aradan geçen bir yıllık sürede anlaşıldığı gibi Elçi’nin öldürülmesi sadece bir avukatın, bir baro başkanın öldürülmesi değildi. Yaşadığımız şu karanlık günlerin getirdiklerine bakıldığında, hukuk ve adalet düşüncesine yönelmiş tüm antidemokratik düzenleme ve uygulamalara karşı söz söyleyecek bir hukuk ve adalet hattının Elçi şahsında o günlerden hedeflendiği anlaşılmaktadır.

Ancak Elçi’yi öldürenlerin unuttukları ve hesap edemedikleri bir hususu belirtmeyi görev bilmekteyiz.

Elçi, hiçbir zaman yalnız değildi.

Bizden biriydi. O, geride binlerce elçi bıraktı…

Adalet ve hakikat arayışımız bitmedi, bitmeyecek.”

Yıldız’ın ardından söz alan İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan da Elçi’nin katillerinin bulunması çağrısını yineleyerek, adalet arayışlarının devam edeceğini vurguladı.

img_9065