YILBAŞI KATLİAMI PROTESTO EDİLDİ

Yılbaşı gecesi İstanbul’da bir gece kulübünde gerçekleştirilen katliam, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından protesto edildi.

img_9958

Yılbaşı gecesi İstanbul’da bir gece kulübünde gerçekleştirilen ve 39 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan saldırı, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından basın açıklamasıyla protesto edildi. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi Türkan Saylan Kültür Merkezi önündeki basın açıklamasında “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Katil IŞİD, işbirlikçi AKP” gibi sloganlar atılırken, Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sözcüsü Melih Yalçın yaptı. Yalçın açıklamasında, 5 Haziran 2015 tarihinden bu yana yüzlerce yurttaşı silahlı ve bombalı saldırılara kurban veren ülkemizin, 2017 yılına da yine kanlı bir katliamla girdiğini belirterek, “İstanbul’un en işlek caddelerinden birinde yer alan gece kulübüne elini kolunu sallayarak giren IŞİD üyesi saldırgan, 7 dakika boyunca insanları katlederken, eğlence mekânına 200 metre mesafedeki polis karakolundan yaşananlara yönelik bir müdahale olmaması da dikkat çekici ve düşündürücüdür. Ancak biliyoruz ki, Ankara’da gerçekleşen 10 Ekim katliamında saldırganları görmezden gelenlerle, İstanbul’daki saldırganın katliamı rahatça gerçekleştirmesine ve olay yerinde uzaklaşmasına göz yumanlar aynı çevrelerdir” dedi. Yaşananların asli sorumlusunun, ‘cihatçı çetelere yıllarca lojistik destek sağlayan, Suriye’ye müdahale hevesiyle bataklığa saplanan AKP iktidarı’ olduğunu ifade eden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu saldırı, günlerce süren ve yılbaşı kutlamalarını odağına koyan saldırganlığın beklenen sonucudur. Yılbaşı kutlamalarına yönelik tahammülsüzlük sadece tarikatlar, cemaatler eliyle ifadesini bulmamış, süreç devletin kurumlarının da desteğiyle örülmüştür.

Yalan, dolan, hırsızlık, taciz, tecavüz karşısında suskun kalan Diyanet İşleri Başkanlığı, yılbaşından bir gün önce yayımladığı Cuma hutbesi ile kendisinden bekleneni yapmış, yılbaşı kutlamayı ‘insan hayatına katkısı olmayan gayri meşru tutum ve davranış’ olarak tanımlamış, yılbaşına kutlama ile girenleri cihatçı çetelere hedef göstermiştir. AKP döneminde semiren tarikat liderlerinden Cübbeli Ahmet, ‘Sen gâvurların bayramını kutlarsan, Allah da başına kâfirleri musallat eder. Dininin düşmanlarının kutlamalarına katılma. Noel kutlama’ şeklinde fetva vererek, İzmir de dâhil olmak üzere ülkenin birçok yerinde gericiler, yılbaşını kutlayanları hedef gösteren bildiriler dağıtarak katliamın zeminini hazırlamıştır. Tüm bunlara göz yuman iktidar, katliamın adeta hazırlayıcısı olmuştur. Barış ve demokrasi mücadelesi veren binlerce siyasetçiyi, gazeteciyi, sanatçıyı tutuklarken aslan kesilen AKP iktidarı, IŞİD ve benzeri cihatçı örgütlerin üyelerine büyük bir şefkatle yaklaşmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’yi selefi örgütlerin savaş alanına çeviren iktidarın istifası talebi daha gür bir sesle yükseltilmelidir.

img_9961

Katliamı gerçekleştiren terörist olay yerinden elini kolunu sallayarak uzaklaşırken, dün katliamın yaşandığı gece kulübünün önüne çiçek bırakarak anma gerçekleştirmek isteyen 18 kişi gözaltına alınmıştır. Bu da yetmemiş, iktidar, safını daha fazla belli etmek istercesine mahalle mahalle dolaşarak laiklik için, kardeşlik için çağrı yapanları hedef tahtasına koymuştur. Laiklik, demokrasi ve kardeşlik için çağrı yapan gençler, dün akşam İçişleri Bakanlığı’nın resmi twitter hesabından ‘terörle mücadele ekiplerine’ sevk edilirken, gençlerin yaptıkları çağrının nasıl bir suç unsuru içerdiği ise anlaşılamamıştır. Sonuçta söz konusu gençler bugün polis baskınlarıyla gözaltına alınmıştır. Eğer gençlerin yaptıkları gericiliğe karşı mücadele, laiklik ve kardeşlik çağrısı “terör” suçu ise biz de İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak sözlerimizi, tüm ilerici güçlerin ortaklaşması gereken o çağrıyı tekrarlayarak bitiriyor ve suça ortak olduğumuzu belirtiyoruz:

Biz diyoruz ki, artık yeter! Artık buraya kadar! Bundan sonra mahallelerimizde ne IŞİD’ciye ne de herhangi bir gerici-cihatçı çeteciye geçit vermeyeceğiz. Gericiliğin karşısında yükseltilmesi gereken bir bayrak vardır, bu bayrağın adı da laiklik bayrağıdır. Bugün laiklik demek özgürlük demektir, kardeşlik demektir, insanca bir yaşam mücadelesi demektir. Bizler herkesi bu mücadelenin birer neferi olmaya çağırıyoruz. Gericilerden, faşistlerden, başkanlık sevdalılarından hesap sormaya çağırıyoruz.”