İZMİR EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ: “BASKILAR HAYIRI ENGELLEYEMEYECEK”

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, referandum sürecine girilirken artan baskı, sürgün ve gözaltılara ilişkin bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

IMG_0078

Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube’de gerçekleştirilen basın toplantısına TMMOB Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Turhan Tuncer, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Melih Yalçın, TTB Merkez Konseyi Üyesi Prof. Dr. Funda Obuz ve SES İzmir Şubesi Başkanı Rukiye Çakır katıldı. Toplantıda İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Başkanı Rukiye Çakır okudu. Çakır, açıklamasında 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki süreçte dozu her geçen gün biraz daha artan baskıların, Anayasa değişikliği referandumu sürecine girilen günlerde kendini daha fazla hissettirmeye başladığını ifade ederek, “15 Temmuz’dan bu yana on binlerce insan tutuklanırken, görevinden ihraç edilirken, sürgüne maruz kalırken, referandum sürecinde baskıların katlanacak artacağının sinyalleri görülmekte” dedi. Çakır, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Mecliste adeta tekme tokat görüşülen, tek adam iktidarı ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin ortadan kaldırılması hedeflenen Anayasa değişiklik maddelerinin oylanacağı referandumun Nisan ayı içerisinde gerçekleşmesi bekleniyor. OHAL koşulları altında gidileceği kesinleşen referandumda, tercihlerin nasıl özgürce kullanılacağı tartışmalıyken, AKP, tek adam diktatörlüğünün yolunu açacak değişikliklerin referandumda onay almasının o kadar da kolay olmadığının farkında. Yapılan tüm kamuoyu araştırmaları, değişikliklerin seçmenlerin yüzde 50’sinden fazlasının onayını almasının zor göründüğünü ortaya koyuyor. Durum böyleyken, iktidar, yeni baskılar, gözaltılar ile, atak oyunlarıyla amacına ulaşmaya çalışıyor.

İktidarın referandum çalışmaları, siyaset alanının dışına taşıyor, kitleler zor gücüyle sindirilmek isteniyor. Barışı savunan akademisyenler mesleklerinden uzaklaştırılıyor, yasal hakları olan grev hakkını kullanan öğretmenler örgüt propagandası ile suçlanarak gözaltına alınıyor, milletvekilleri, parti yöneticileri tutuklanıyor.

Geçtiğimiz günlerde Eğitim-Sen üyesi öğretmenler, sadece yasal haklarını kullanarak bir günlük iş bırakmaya gittikleri için ‘örgüt propagandası’ yapmak ile suçlanarak günlerce gözaltında tutuldular. Üstelik kamu çalışanlarına yönelik baskılar sadece gözaltı şeklinde değil, sürgün ve ihraç şeklinde de vücut bulmaktadır. DSİ bünyesinde çalışan TMMOB üyesi üç mühendisin sürgüne maruz kalmaları da bunun örneklerindendir. Yakın zamanda üyelerine, Anayasa değişikliğine sandıkta hayır deme çağrısı yapan TMMOB’nin üyelerinin hedef alınması elbette tesadüf değil. Bu gözaltı ve sürgünlerin, aslında ‘hayır’ diyecek olan tüm kamu çalışanlarına gözdağı vermeyi amaçladığı gün gibi ortadadır.

CHP Parti Meclisi Üyesi Sera Kadıgil’in yıllar önce attığı tweetler gerekçe gösterilerek gözaltına alınması, HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen ve milletvekili Meral Danış Beştaş’ın tutuklanmaları da diğer baskı uygulamalarından bağımsız düşünülemez.

Tüm bu kesimlerin ortak özelliği ise diktatörlüğe boyun eğmemeleri, referandum yaklaşırken tek adam rejimi heveslilerine karşı hayır cephesinde bir araya gelmeleri. Hangi meslek örgütünden, sendikadan, hangi partiden olursa olsun, ‘hayır’ diyecek, hayır cephesinin büyütülmesi için çabalayacak tüm kesimler, daha referandum tarihi bile belirlenmemişken iktidarın hedefi haline gelmiştir. İktidarın mesajı gayet açıktır: İtaat et, rahat et! Bu yolda her türlü zor aygıtıyla çaba gösterecekleri, hiçbir şey yapmaktan çekinmeyecekleri şimdiden görülmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Haziran seçimleri öncesindeki ‘400 vekil verin ve bu iş huzur içinde çözülsün’ sözlerinin sonuçlarına o günden beri şahit olmuşken, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un ‘suikastların, canlı bomba saldırılarının’ gerçekleşmemesinin şartı olarak referandumdan ‘evet’ çıkmasını sunması da ürkütücüdür.

Tüm bu baskılar, ihraçlar, sürgünler, gözaltılar, tutuklamalar, referandum sürecinde yükselen hayır sesini kısamaz. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, baskı gören tüm bileşenleri ile dayanışma içinde olacaktır. Bu baskılar karşısında, Anayasa değişikliği referandumu sürecinde HAYIR cephesini büyüteceğimizi duyuruyor, yurttaşlarımızı, verecekleri hayır oyu ile ortak geleceğimize sahip çıkmaya çağırıyoruz.”