BASMANE ÇUKURUNA İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI

Kültürpark Platformu, Basmane çukuru olarak bilinen bölgede gökdelen yapılmasını mümkün kılan imar planı değişikliğinin iptaline ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

IMG_3229

TMMOB İzmir İKK’nın da bileşenlerinden olduğu Kültürpark Platformu, Basmane çukuru olarak bilinen bölgede Folkart tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi hizmet binasını da içerecek gökdelen yapılmasını mümkün kılan imar planı değişikliğinin iptaline ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Kültürpark 9 Eylül Kapısı önünde gerçekleştirilen açıklamada konuşan Özlem Şenyol Kocaer, 1/1000 ölçekli planın iptal edildiğini, ancak parselin çevresinin tamamıyla ihaleyi alan inşaat firmasının reklamlarını içeren duvarla şantiye alanı olarak çevrelendiğini belirterek, “Belediyenin de hissedar olduğu böyle bir alan, nasıl izin verildiği bilinmeyen bir şekilde firmanın reklam yaptığı bir duvar olarak kent merkezine saplanmıştır” dedi. Şenyol Kocaer, sözlerin şöyle sürdürdü:

“Kültürpark’ta yapılmak istenen projelere ilişkin yaklaşık iki yıldır sürdürülen mücadele sonucunda Bakanlığın projelerin değerlendirilmesinin mümkün olmayacağı, koruma amaçlı imar planı hazırlanması gerektiği yönündeki görüşü ile önemli bir kazanım elde edilmiştir. Bizler Kültürpark’ın daha yeşil, doğa ile iç içe, nefes alabildiğimiz, çocuklarımızı oynatabildiğimiz, halkın kültürünü yansıtabildiği bir alan olmasını istiyoruz. Kültürpark Platformu olarak kent suçlarına ilişkin sürdürdüğümüz mücadelede konunun yalnızca Kültürpark alanı ile sınırlı olmadığı, İzmir’in geleceğinin sermayenin talepleri ile şekillenen belirsiz bir geleceğe bırakılamayacağını, Kültürpark için önerilen projelerin bu senaryonun bir parçası olduğunu ve ‘Kültürpark’ta Kongre merkezi, Basmane’de Gökdelen, Gökdelende Belediye İstemiyoruz’ şeklindeki sözümüzü her platformda dile getirdik.

Çünkü bu senaryonun en önemli parçası olan İzmir’in eski ESHOT Otobüs Garajı olan ve uzun yıllardır Basmane Çukuru olarak gündemde olan alanda 260 metre yükseklikte %70’i Turizm+Ticaret Alanı, %30’u Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası ile birlikte yoğun yapılaşma içeren kompleks bir gökdelen projesi hazırlanmıştır. Yönetmelik gereği her bir karma kullanımın açıkça belirlenmesi gerekirken “konut” kullanımı plan notlarında belirlenerek zaten yoğun olan merkez nüfusunun ve trafik yoğunluğunun daha da artmasına neden olacak bir plan kararı alınmıştır.

Proje alanı İzmir tarihi kent merkezi yakınında Basmane semtinde yer almakta ve sıkışık/küçük parsel dokusu nedeniyle yoğun yapılaşma içeren bir bölgede ve kent merkezindeki tek büyük kamusal açık yeşil alan olan Kültürpark Tarihi+2. Derece Doğal Sit Alanı bitişiğinde bulunmaktadır. Mahkeme kararında da böyle bir alan için gerçekleşmesi gereken plan kararları ve projelerin “sıradan” bir parselle aynı nitelikte olamayacağı, alanın kentin kalbinde yer aldığı, kamuoyu için hassasiyet oluşturduğu, çevresindeki kamusal alan kullanımlarını değiştirerek etkileyecek nitelikte olduğu belirtilmiştir. Bu durum açıkça göstermektedir ki, kamuoyu içinde bu kadar hassas bir alanın çevresindeki dokudan bağımsız, etrafındaki sokak dokusundan ayrı, yakın çevresindeki doluluk-boşluk oranını göz ardı eden ve bitişiğindeki Tarihi+2. Derece Doğal Sit Alanını yok sayacak biçimde değerlendirilmesi söz konusu bile olamaz.

Söz konusu proje ile kent kültüründen, tarihinden ve estetikten yoksun bir yapı ile alanın çevresini hem fiziki hem de sosyal anlamda dönüştürerek bir soylulaştırma, kimliksizleştirme projesini de içinde barındırmaktadır. Bu gökdelen sayesinde Basmane ve Çankaya bölgesi tümüyle benzeri bir yapılaşmaya açılarak kentin önemli bir tarihi alanı yağmalanacaktı.

IMG_3230Diğer yandan dönemin kent yöneticilerinin aldığı yanlış kararlarla kamunun elinden alınıp sermayeye peşkeş çekilmiş bu alana ilişkin %30’unun belediye hizmet binası olarak belirlenmesi alanının kamusal bir nitelik taşıyacağı anlamına gelmemektedir. Belediye yönetimi tarafından % 30’a çıkarılmasını, zafer kazanmış kumandan edasıyla dile getirip, bizlere “daha ne istiyorsunuz” şeklinde hitap etmesi, sürecin başındaki rant odaklı antidemokratik anlayışın halen devam ettiğini göstermektedir. Bölgenin Fuar alanından sonra en büyük parseli olan bu alan, kamu yararı içermeyen ve eşitlik ilkesine aykırı biçimde planlanmış ve ihaleler ile farklı firmalara geçerek uzun yıllardır rantın nasıl paylaşılacağı konusunda çaba harcanmıştır. Söz konusu Mahkeme Kararı göstermektedir ki, geçmişten beri devam eden rantiyeci anlayışla devam edilmesi mümkün değildir. İzmir’in tarihsel sürecinde önemli yeri olan Basmane bölgesinde tarihi, kültürel ve doğal varlıkların geleceğini tehlikeye atacak, kamu yararı taşımayan, çevresindeki doku ile bağdaşmayan “devasa” bir gökdelen projesi hükümsüz kalmış, bu süreçte yaptığımız itirazların mahkeme karşısında da doğruluğu ortaya çıkmıştır.

Sonuç olarak şimdi önünde durduğumuz bu parselde inşaat yapılması, bundan böyle mümkün değildir.

Çünkü 1/1.000 ölçekli uygulama imar planlarının mahkeme tarafından iptal edilmesi nedeniyle bu parsel için Konak Belediyesi’nden alınmış olan inşaat ruhsatı artık geçerliliğini kaybetmiş, “yok hükmünde” bir belge niteliği kazanmıştır.

Bu aşamadan sonra halkına ve kentine karşı sorumluluğu gereği ilgili belediye yetkililerinin bir an önce parsele ilişkin imar planının mahkeme kararı ile iptal edilmesini kamu yararı nezdinde fırsata çevirerek; koruma – kullanma dengesini gözeten, kamu yararını önceleyen, doğal ve tarihi sit statüsünde olan Kültürpark’ın doğası ve tarihi dokusu ile uyumlu, Basmane ve Kemeraltı bölgesinin dokusu ve yaşam biçimine uygun, bilimden ve adaletten yana, şehircilik ilke ve esaslarına uygun, demokratik katılımcı ve şeffaf bir anlayışla imar planı çalışmasına başlanmalıdır. Ve Kamuya ait olan bu alanın nasıl kamudan alındıysa o şekilde tekrar kamuya geçmesini sağlamalıdır.

Dolayısıyla açılmış olan dava kararı sürdürdüğümüz kent mücadelesi için önemli olduğundan başta bu karara sahip çıkıyoruz ve konunun Kültürpark’ta olduğu gibi her sürecinde takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz. Ve son olarak Kamuya ait olan bu alanın tekrar kamuya geçmesini istiyoruz.

Buradan Büyükşehir belediye başkanına soruyoruz: Mahkeme kararına rağmen geçmişte yapılan hataları hâlâ devam mı ettirecek, yoksa kamu yararından yana mı hareket edecek?”