BARIŞ TALEBİ SUÇ DEĞİLDİR

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, “Barış Talebi Suç Değildir” başlığı ile 20 ocak 2018 günü başlatılan Afrin operasyonunun ardından savaşa karşı barışı savunanlara uygulanan gözaltı ve tutuklamalara ilişkin bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

IMG_4049

Savaşa Karşı Barışı savunanlara uygulanan yasaklar, gözaltı ve tutuklamalarla ilgili İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından bir basın toplantısı düzenlendi. DİSK Ege Bölge Temsilciliği’nde gerçekleştirilen toplantıya çeşitli emek ve meslek örgütleri ile demokratik kitle örgütü ve siyasi partilerden temsilciler katılırken, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı TMMOB İKK dönem sekreteri Melih Yalçın yaptı. Yalçın açıklamada;

“20 Ocak 2018 günü başlatılan Afrin operasyonu ardından sokağa çıkıp; “Savaş Değil Barış” isteğimiz yasaklarla engellenmiştir. Ardından 22 Ocak 2018’de yaptığımız basın toplantısında bu operasyonun ülkemize ve bölgemize kan ve gözyaşı getireceğini ve toplumsal barışı ciddi anlamda tehlikeye sokacağını dile getirmiş, barış istemiştik.

Ancak AKP’li yöneticiler tarafından operasyonun başladığı günden bu yana barış talep eden herkes, “ezer geçeriz” denilerek hedef gösterilmiş, basın ve medya kuruluşu yöneticileri ayrıca uyarılmış, yargıya, emniyete talimatlar verilmiştir. Bu süre zarfında bütün sokak eylemleri yasaklanmış ardından barış talep edenler sosyal medya hesapları gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış, tutuklanmıştır. Dört gün sonunda, dün itibariyle aralarında parti yöneticileri, akademisyenler, öğrenciler, gazeteci ve yazarların da bulunduğu 91 kişi gözaltına alınmış birçok kişi tutuklanmıştır.

İlimizde yapılan operasyonlarda ise aralarında HDP İl Eş Başkanı Çerkez Aydemir ve Parti Meclisi üyesi Aydın Çetinkaya olmak üzere yirmiden fazla kişi gözaltına alınmıştır. Bu arkadaşlarımız iki gün önce bu salonda yaptığımız basın toplantısında bizlerle birlikteydi ve barış talebini hep birlikte dile getirdik.

Bizler bu savaşın neden çıkarıldığını çok iyi biliyoruz. Bu savaş bahanesiyle oluşturulan milliyetçi cephenin de nedeni bellidir. Bu savaş 7 Haziran seçimlerinde ve 2017 Anayasa referandumunda alınan yenilgilerin 2019 seçimlerinde tekrarlanmaması içindir.

Bu yolla OHAL’in uzatılmasına gerekçe uydurulacak, yükseltilecek Kürt düşmanlığı vasıtasıyla, milliyetçiler “Hayır” bloğundan koparacak, Faşist Diktatörlük biraz daha tahkim edilecektir. Bütün hesaplar bunun üzerine kuruludur.
Bütün bu hesaplarda ne Afrin’de yaşayan sivillerin, ne de oraya gönderilen askerlerin yaşamlarının bir önemi yoktur. Aksine AKP iktidarı ülke genelinde yükseltilecek milliyetçi dalga için şehit cenazelerinden medet ummaktadır. Gelen ilk cenazelerde gösterilen tavır, yapılan propaganda bunun en açık göstergesidir.

Söyledik ısrarla bir kez daha söylüyoruz:
7 yıllık süre zarfında büyük bir insani maliyeti olan Suriye savaşının siyasi çözümünün tartışıldığı, Soçi, Astana ve Cenevre görüşmeleriyle kalıcı bir huzur ve barış ortamının inşa edilmeye çalışıldığı bir dönemde; Afrîn’e yönelik askeri müdahalenin Suriye’yi savaşın başladığı yıllara geri götüreceği ve etkisi uzun bir zamana ve geniş bir coğrafyaya yayılacak yeni bir savaşa sebep olacağı muhakkaktır.

Bu müdahale sınırın iki tarafında akrabalık ilişkisi olan halkları derinden etkileyecek, ülkemiz içerisinde yeni kırılmalara yol açacaktır.

Afrin’e yönelik bir operasyon yeni acılar, bedeller ve kaos dışında sonuç üretmeyecek, olsa olsa AKP-MHP iktidarına kanla sulanmış birkaç oy getirecektir. Bu çılgınlıktan vazgeçilmelidir.

Biz İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak Ortadoğu’da emperyalistlerin etnik ve mezhepsel kimlikler üzerinden egemenlik kurma politikalarına karşı, halkların ve emekçilerin eşit, özgür, bir arda yaşamını savunuyoruz.

Her türlü baskıya, gözaltılara ve tutuklamalara rağmen yeryüzünün en masum talebi olan “BARIŞ”ı ısrarla dile getirmeye devam edeceğiz. Demokrasiden, Barıştan, Özgürlükten yana her türlü sözün engellendiği, suç sayıldığı bu korku iklimine yenilmeyeceğiz, geri adım atmayacağız, bu suça ortak olmayacağız, mücadelemizi sürdüreceğiz.”