“İŞÇİ KATİLLERİNE ‘TAMAM’ DEMEK İÇİN 13 MAYIS’TA SOMA’DAYIZ”

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, düzenlediği basın toplantısıyla maden katliamının yıl dönümünde Soma’da gerçekleşecek olan mitinge katılım çağrısı yaptı.

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından bir basın toplantısı düzenlenerek, maden katliamının yıl dönümünde 13 Mayıs Pazar günü Soma’da gerçekleşecek olan mitinge katılım çağrısında bulunuldu. DİSK Ege Bölge Temsilciliği’nde gerçekleşen basın toplantısında İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı konuştu. Sarı, yüzyılın en büyük işçi katliamı olan Soma faciasının 4. yıl dönümünde çeşitli etkinlikler düzenlendiğini ifade ederek, “301 maden emekçisinin ölümüne sebep olanların yargılandığı Soma davasının başından beri takipçisiyiz. Katliamın üstünden geçen 4 yılda sonuçlanmayan davada gerçek sorumluların açığa çıkarılması için davanın sonuna kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz. Ne yazık ki böylesine büyük bir facianın ardından sorumluların sadece göz önündeki bir kısmının yargılandığı Soma davası, gidişatıyla kamuoyunu tatmin edecek bir tablo çizmemektedir” dedi. Sarı, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Hatırlatmak isteriz ki, Soma’da gerçekleşen işçi katliamının sebebi, uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaştırma, rödovans, örgütsüzleştirme, sendikasızlaştırma, köleci çalışma sistemi; kamu madenciliğinin yok edilmesi ve kamu kurumlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim  birikiminin dağıtılması gibi neoliberal politikalardır.

Soma faciasından sonra iş cinayetleri hız kesmemiş, katliamdan ders çıkarılmamış, her yıl binlerce emekçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmeye devam etmiştir. Geçen zamanda, Türkiye, iş cinayetlerinde, işçi ölümlerinde Avrupa’da birinci olmayı sürdürmüştür.

Bugün ülkemizde uygulanmakta olan neoliberal ekonomi politikaları sonucunda iş güvencesinin azalması, esnek çalışma biçimleri, çalışma koşullarının ağırlaşması; özelleştirme, sendikasızlaştırma ve taşeronlaşmanın yaygınlaşması; sosyal güvenlik ve güvenceden yoksun kayıt dışı işçilik ve çocuk işçi çalıştırma, yasal düzenlemelerdeki yanlışlıklar iş cinayetlerinin başlıca nedenidir.

Bugün işçiyi her türlü korumadan uzak bırakan, mühendis ve hekimi iş kazaları tazminatlarından sorumlu tutan, işvereni ve iş yaşamını denetlemekten sorumlu olan devleti ise her türlü sorumluluktan arındıran bir politika ile karşı karşıyayız.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda çalışma yaşamı koşulları açısından hem hükümetin hem de kamuoyunun olağanüstü hassasiyetle üzerine eğilmesi gereken son derece olumsuz bir tablo ile karşı karşıya olduğumuz tüm açıklığı ile ortadadır.

Çalışma hayatının yeniden düzenlenmesi, çalışma şartlarının iyileştirilmesi, işçi ölümlerinin durdurulması için mücadele etmeyi temel görevi sayan DİSK, KESK, TMMOB ve TTB gibi meslek örgütü ve sendikalar,  piyasalaştırılmış değil insan odaklı bir işçi sağlığı ve güvenliği düzenlenmesi için önerilerini defalarca gerek iktidarla gerekse kamuoyu ile paylaşmıştır. Ne yazık ki; bu görüşlerin hiçbiri dikkate alınmamıştır.

Bilimi ve tekniği hiçe sayan siyasi iktidar, gerekli düzenlemeleri, denetimleri yapmak yerine  “işçinin kaderi”, “işin fıtratı” şeklindeki ifadelerle gerçeğin üstünü örten, art niyetli bir yaklaşım sergilemektedir.

Burada altını bir kez daha çizmekte fayda görüyoruz. Emek-meslek örgütlerinin önerileri dikkate alınmadan hazırlanan “yama” tedbirlerle iş cinayetlerinin engellenmesi mümkün değildir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği için “Önce insan, önce sağlık, önce güvenlik” anlayışı taşımayan hiçbir düzenleme sorunlara çözüm getirmeyecek, iş cinayetlerini durduramayacaktır.

İş cinayetlerinin son bulması, ancak ve ancak işçilerin, emekçilerin ve tüm halkımızın kendilerini ilgilendiren tüm konularda söz, yetki ve karar hakkının olduğu eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye ile mümkündür.

Tüm bu vahim tablo ortadayken bizler, yüzyılın en büyük işçi katliamını, 301 canımızı unutturmamak, patronların maksimum kâr hırsından kaynaklanan işçi cinayetlerine bir kez daha dikkat çekmek için 13 Mayıs’ta Soma’da olacağız.

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak tüm işçi sınıfını, emekçileri ve emek dostlarını, Soma’daki işçi kardeşlerimiz için, güvenceli iş ve insanca yaşam hakkımız için, işçi katillerini koruyanlara TAMAM demek için yanımızda olmaya çağırıyor, 13 Mayıs Pazar günü saat 14.00’te gerçekleşecek olan mitinge katılmaya davet ediyoruz.”