10 EKİM’DE KATLEDİLENLER İZMİR’DE ANILDI

Ankara katliamının 4. yılında İzmir’de Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla anma etkinliği gerçekleştirildi.

Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde düzenlenen anma etkinliği, saldırının gerçekleştiği saat olan 10.04’te yapılan saygı duruşu ile başladı. Anmada “Onlara sözmümüz barış olacak”, “Katil IŞİD, işbirlikçi AKP” gibi sloganlar atılırken, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı okudu. “Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz” diyen Sarı, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin yargılanması taleplerinin reddedilmesinin, yapılan adli işlemlerin göstermelik olarak kalması sonucunu doğurduğunu belirtti.

Sarı, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Saldırı sonrasında yaptığı “patlama sonrasında oylarımız yükseliyor” sözleriyle hafızalarımızda yer eden dönemin Başbakanı, geçtiğimiz aylarda “7 Haziran-1 Kasım seçimleri arası dönemdeki defterler açılırsa birçok siyasetçi insan içine çıkamaz” açıklamasında bulunmuştur. Yargı mercileri tarafından bu açıklama hem bir ihbar, hem de itiraf kabul edilmelidir. Başta dönemin başbakanı ve içişleri bakanı olmak üzere dönemin siyasileri hakkında gerekli adli işlemlerin başlatılması gerekmektedir.

Yakın tarihimizin en karanlık döneminin aydınlığa kavuşması için Türkiye’nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların arkasında hangi siyasetçilerin bulunduğu, Suruç ve Ankara Garı’nda yaşanan katliamların siyasal sorumluları kimler olduğu ivedilikle ortaya çıkartılmalıdır.

Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz.

Yakın tarihimizdeki katliamlar, siyasiler tarafından topluma empoze edilen ayrımcılık ve nefret söylemlerinin ürünüdür. Savaş söylemleri nedeniyle yitirdiğimiz canlarımızı andığımız bugün, halkların barış içinde yaşadığı bu kadim coğrafyaya reva görülen savaşın ve yıkımın bir örneği ile yine karşı karşıyayız. Halklarımıza ölüm, acı ve yoksulluktan başka bir şey getirmeyecek olan savaşa karşı durmak, barış politikalarını savunmak, bu ülkede bir daha 10 Ekimlerin yaşanmasını engelleyecek yegane politikadır. 101 canımızın, bizlere miras bıraktıkları barışı ve kardeşliği savunmak onlara ve halklarımıza borcumuzdur.

Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi, yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.

Katliamın dördüncü yılında, bir kez daha sesleniyoruz: Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız! Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz.”