“KAYYUM TEHDİDİ ARTIK KAPIMIZDA”

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz’un tutuklanmasının ardından yerine kayyum atanmasına ilişkin bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

DİSK Ege Bölge Temsilciliği’nde düzenlenen basın toplantısında İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Firdevs Çetin Uysal konuştu. Çetin Uysal, konuşmasında Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz’un, geçtiğimiz günlerde “Fethullahçı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla tutuklanmasının ardınadn ilçe kaymakamı Önder Can’ın, Oğuz’un yerine kayyum olarak atandığını hatırlatarak, “Yaşananlar her ne kadar kamuoyunun bir kesimince “sürpriz” olarak karşılansa da, bugünlere uzanan gidişat 31 Mart’ın çok öncesinden, ilk HDP’li belediyeye kayyum atanması ile birlikte öngörülebilmekteydi. Maalesef o günlerde demokrasi güçleri tarafından gidişata dair ısrarlı uyarılar yapılmış olması, bu anti-demokratik adımın Kürt illeri ile sınırlı kalmayacağının belirtilmesine karşın, ana muhalefet partisi CHP, kayyumlar karşısında yeterli tepkiyi gösterememiş, pasif bir tutum sergilemişti” dedi. Firdevs Çetin Uysal, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Dahası, 31 Mart seçimleri sonrasında kayyum atamaları tekrar başlamışken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bu tür olaylar yaşanınca sokağa çıkmak, protesto etmek gibi durumları doğru bulmuyoruz” şeklindeki ifadeleri, seçmen iradesinin ayaklar altına alınması karşısındaki tutumun ne olacağını daha o günden göstermişti.

Süreç, AKP iktidarının her fırsatta büyük değer atfettiğini ifade ettiği “sandıktan çıkan irade”ye, demokrasiye, istikrara bakışının ne olduğunu ortaya koyan sayısız örneklere yenilerini eklemektedir. İktidar, kendinden olmayan her kesime düşmanlığını saklama ihtiyacı duymazken, bu çerçevede milyonlarca insanın iradesini de hukuk tanımaksızın gasbetmeye devam edeceğinin mesajını vermiştir. Tehdit, HDP belediyeleri ile sınırlı kalmamış, ‘kapımıza’ dayanmıştır. Ve maalesef bilinmektedir ki, bu uygulamanın Urla ile sınırlı kalmama ihtimali yüksektir. AKP iktidarının, özellikle ranta dönüştürülebilecek kamusal varlık kokusu aldığı il ve ilçe belediyelerine türlü gerekçelerle kayyum atama ihtimali hiç de uzak bir ihtimal değildir. Bu uygulamalar gücünün bir kısmını, ana muhalefetin geçmişteki pasif tutumundan, ortak mücadeleden kaçma pratiğinden almaktadır. Ancak kendini tehditten koruma güdüsüyle ne kadar kaçılırsa kaçılsın, iktidarın yöneliminin kayyum uygulamasını er ya da geç tüm ülkeye yaymak olduğu açık bir şekilde görülmüştür.

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak çağrımız ve dileğimiz, sadece kayyum uygulamaları ile sınırlı olmayacak bir şekilde, ülkedeki bütün anti-demokratik uygulama ve kararlara karşı birleşik bir mücadele cephesinin kurulması, toplumsal muhalefetin rejimin faşizan tutumuna karşı mücadele etme yolunu seçmesidir. Yaşananların bütün toplumsal kesimleri ilgilendiren bir yönetme anlayışının ürünü olduğunun bilinciyle, bu çerçevede bizlere düşen her türlü göreve hazır olduğumuzu belirtiyor, yurttaşlarımıza demokrasi, barış ve özgürlükler için bir arada durarak mücadele etme çağrısında bulunuyoruz.”