İEDG: AKP, ÜLKEMİZİN BAŞINA GELMİŞ EN BÜYÜK FELAKETTİR

Bir basın açıklaması gerçekleştirerek ülkede son haftalarda yaşanan gelişmeleri değerlendiren İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, “Yaşanan felaketlere sessiz kalmayın, gerçekleri öğrenmeye ve hesap sormaya her zamankinden fazla ihtiyacımız var” çağrısı yaptı.

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, bir basın açıklaması gerçekleştirerek ülkedeki son durumu ve güncel gelişmeleri değerlendirdi. İzmir Barosu önünde gerçekleştirilen açıklamada TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Melih Yalçın, son dönemde üst üste yaşanan felaketlere değinerek, “Ancak aklı, bilimi ve liyakati esas alan, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve kuvvetler ayrılığına dayalı bir demokrasiyi tesis etme mücadelesi ile kurtulabiliriz. Halkımıza çağrımızdır. Yaşanan felaketlere sessiz kalmayın, gerçekleri öğrenmeye ve hesap sormaya her zamankinden fazla ihtiyacımız var” dedi.

Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkemiz, 2020’nin ilk aylarına çeşitli felaket ve ölüm haberleriyle girdi. Deprem, çığ, uçak kazasındaki kayıplar ve sınır ötesinden kayıp haberleri ardı ardına ülke gündemine düştü. Her biri ayrı bir araştırma konusu ve başlı başına büyük bir felaket olabilecek bu yaşananlar, bizim ülkemiz için sıradan bir olay haline gelmeye başladı. Yaşamın ve insanın hiçbir şekilde değer taşımadığı bir ülke haline geldik. Üstelik yaşanan felaketler çok da derinlere inmeden biraz araştırılıp sorgulanınca ortaya yolsuzluk, denetimsizlik, ihmal, talan ve yalana dayalı çürümüş ve kokuşmuş bir sistemin pis kokuları yayılmaya başladı. Son yıllarda yaşanan ekonomik kriz ve hayat pahalılığı doğrudan yoksul kesimi vurmuş durumda, her gün işsizlikten, parasızlıktan, açlıktan intihar eden insanlarımızın haberleri geliyor. Son olarak Hatay’da ‘çocuklarım aç’ diyerek Valilik önünde kendini yakmaya çalışan bir yurttaşımız hayatını yitirdi. Ancak ölüm nedeninin vücudundaki yanıklardan değil de, müdahale sırasında sıkılan kimyevi maddelerden olduğu anlaşıldı.”

Depreme karşı gerekli hazırlıkların yapılmadığını ifade eden Yalçın, “Ülkemizin büyük bir bölümü aktif deprem kuşağında, her yıl irili ufaklı yüzlerce hatta binlerce yer sarsıntısı oluyor. Ancak bir türlü depreme hazırlık anlamında etkili bir çalışma yapılmıyor. Bu konuda doğrudan sorumluluğu olan hükümet hiçbir şey yapmadığı gibi imar aflarıyla çürük binalara tapu vererek ölümlere, maddi ve manevi kayıplara zemin hazırlıyor, yol açıyor. Depreme hazırlık amacıyla vergi olarak halktan toplanan miyarlarca lira ortada yok, buhar olup uçmuş sanki. Depremde hayatını kaybedenler ve yaralı kurtulanlar hiç utanmadan, sıkılmadan birer siyasal şov malzemesi haline getiriliyor. Sonuç: onlarca ölü, yüzlerce yaralı. Yağmurda, çamurda, soğukta çadırlarda yardım dilenen binlerce vatandaş. Tüm bunlar yaşanırken bir çığ düşme haberi geliyor. Kış dönemindeyiz, bu tür doğa olaylarının olması normal sayılabilir ama biraz araştırınca çığ altında kalanların Cumhurbaşkanı Danışmanı Gülşen Orhan tarafından yolu açmak üzere uyarılara rağmen oraya gönderildiğini öğreniyoruz. Bu yetmezmiş gibi ardından bir başka felaket haberi geliyor: Aynı danışman kendi hatası nedeniyle çığ altında kalanları kurtarmak için bu sefer yüzlerce insanı iş makinaları ve helikopter desteği ile çığ bölgesine gönderiyor. Yine tüm uyarılara rağmen bilgisizlik, tedbirsizlik ve kurtarma çalışmalarından çıkan gürültüden ikinci çığ düşüyor. Sonuç:  40‘tan fazla ölü, yüzlerce yaralı” diye konuştu.

Yalçın, son olarak şu ifadeleri kullandı:

“Arkasından Pegasus uçağı Sabiha Gökçen’e inerken pistten çıkıyor, üçe bölünüyor. Kazanın nedenleri ayrı bir felaket, kaza sonrası yaşananlar, yaralıların kurtarılması ve taşınması ayrı bir felaket. Yardıma giden bir polis otosu ikaz ışığı olmayan tamamlanmamış bir yola girip devriliyor. Sonuç: 3 ölü, 179 yaralı. Aynı günlerde orada ne işimizin olduğunu bir türlü kimsenin anlamadığı sınır ötesinden, Suriye’nin İdlib kentinden ölüm haberleri geliyor. Hamaset ve savaş çığırtkanlığı yapan AKP, orada askerlerimizin ne için bulunduğunu kamuoyuna açıklamıyor. Bütün bu yaşananlara hükümet kanadından verilen yanıtlar ise hiç birinin akılla bilimle ve vicdanla bir izahı olmayan saçmalıklar oluyor. Ülke gerçekten freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı son hızla gidiyor. AKP’nin tek derdi hâlâ akıl ve bilim dışı politikalarda ısrar etmek, yandaşlarına daha fazla kâr, daha fazla rant sağlamak. Ülkemiz her geçen gün bir bataklığa sürükleniyor.  Yaşanan bu felaketlerin tek bir sorumlusu var, o da kendi iktidarından başka hiçbir şey düşünmeyen AKP’dir. Aslında AKP ülkemizin başına gelmiş en büyük felakettir… Yaşanan bu felaketlerden ancak aklı, bilimi ve liyakati esas alan, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve kuvvetler ayrılığına dayalı bir demokrasiyi tesis etme mücadelesi ile kurtulabiliriz. Halkımıza çağrımızdır: Yaşanan felaketlere sessiz kalmayın, gerçekleri öğrenmeye ve hesap sormaya her zamankinden fazla ihtiyacımız var.”