YASAKLARINIZ, DÜZENİNİZİ TEŞHİR EDEN SESİMİZİ BASTIRAMAYACAK

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Gündoğdu Meydanı’nda sembolik 1 Mayıs etkinliği talebine İzmir Valiliği tarafından olumsuz yanıt verilmesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

YASAKLARINIZ, DÜZENİNİZİ TEŞHİR EDEN SESİMİZİ BASTIRAMAYACAK

Yarın 1 Mayıs; İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışa Günü. Her yıl bu tarihte dünyanın dört bir yanında milyonlar meydanlarda buluşurken, bu yıl Covid-19 salgını gereğince aramıza giren fiziksel mesafeler geniş kitlelerin bir araya gelmesini mümkün kılmıyor.

Bu durum karşısında İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bizler, 1 Mayıs’ta temsili katılımla bir etkinlik yapmak istemiştik. Ancak mevcut salgın ve yasak koşullarını gözeterek, Gündoğdu Meydanı’nda, azami 200 kişilik katılımla fiziksel mesafe kuralını ihlal etmeden gerçekleştirmeyi planladığımız etkinlik için İzmir Valiliği’ne katılımcıların listesini de ileterek yaptığımız başvuruya olumsuz yanıt aldık. Bu yanıt bizleri şaşırtmadı. Çünkü Gündoğdu Meydanı’nda buluşanlar olarak “Bizi bu virüs öldürmez, bizi sizin bu düzeniniz öldürür” diyen emekçinin sesini, taleplerini yükseltecektik. Salgın hastalıkların esas kaynağının, vahşi üretim ve sınırsız tüketim üzerine kurulu bu düzen olduğunu hatırlatacaktık. “Çarkların dönmesi” adına işçilere, soluklarını birbirlerinin enselerinde hissedecekleri çalışma düzenini reva görenlerin, salgına karşı aldıkları tedbirlerin insan hayatını değil, ülkedeki toplam servetin yüzde 81’ine sahip olan en zengin yüzde 10’luk kesimin servetini korumayı, büyütmeyi öncelediğini ifade edecektik. Hükümet tarafından, salgın bahanesiyle ücretiz izinlerin, işten çıkarmaların yasallaştırıldığına işaret edecektik.  “Salgın tedbirleri” adı altında sermayeye milyarlık imtiyazlar sunan AKP iktidarının, geniş kitlelere bırakın geçinmelerini sağlayacak düzeyde gelir desteğini, güvenle kullanabilecekleri bir maskeyi bile çok gördüğünü dile getirecektik. Salgının, baskı ve zor üzerine kurulu bu düzeni, yine baskı ve zor aygıtlarını kullanarak yeniden tahkim etmek için bir fırsat olarak görüldüğü uyarısında bulunacaktık. Salgın sürecinde sosyal mesafemizi değil, fiziksel mesafemizi arttırmamız, sosyal mesafemizi dayanışma ile daraltmamız gerektiğini vurgulayacaktık.

Görüldüğü üzere; bu sesimizi yoksullaştırılan, işinden edilen geniş kitlelerle buluşturmamızı istemeyenler, salgını bahane etmekteler. Fiziksel mesafe gerekliliğini gözeterek gerçekleştirmeyi planladığımız 1 Mayıs etkinliğimizin engellenmesinin mantıklı başka açıklaması yoktur. Bir kez daha ifade ediyoruz: Geniş kitleleri ölüme, yoksulluğa, açlığa, hastalığa mahkûm eden bu düzen değişene kadar mücadele etmek hepimizin görevidir. Emekçi kırımının iş cinayetleriyle, salgın hastalıklarla sürdüğü bugünlerde 1 Mayıs’ı bize “bayram günü” olarak sunmaya çalışsalar da bizler bu yanılgıya düşmeyecek, 1 Mayıs’ı tüm yaşamımıza yayılan mücadelemizin sembol günü olarak görmeye devam edeceğiz. Ve küresel yağma ve talan düzeninin ülkemizdeki temsilcisi olan, “zengine han hamam, yoksula din iman” sunan siyasi iktidarın tepesindekiler, saltanatlarının sonsuz olduğunu düşünseler de bugünlerin hesabının sorulacağı günler omuz omuza mücadele ile gelecek. Ezilenlerin, emekçilerin gerçek bayramı da o gün olacak.

Yaşasın 1 Mayıs

Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği

İZMİR EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ