Tamamlanma Aşamasına Gelen İzmir Çevre Yolu Açılımında Yeni Bir Ulaşım Konsepti

Tamamlanma Aşamasına Gelen İzmir Çevre Yolu Açılımında Yeni Bir Ulaşım Konsepti

Erol Altun
İnşaat Mühendisleri Odası

Tarihin ilk dönemlerinde tekerleğin icadıyla başlayıp günümüze uzanan süreçte ulaşım
insanların en temel ihtiyaçlarından biri olmuştur. “Kişilerin ve eşyaların bir noktadan başka
bir noktaya hareketi” olarak tanımlanan ve sosyo-ekonomik gelişmenin temel itici
güçlerinden olan ulaşım günümüzde; karayolları, demiryolları, denizyolları, boru hatları ve
havayolları gibi alt sistemlerle sağlanmaktadır.

Ulaşım faaliyetlerinin tarihsel sürecinde farklı dönemlerde farklı ulaştırma alt sistemlerinin ön
plana çıktığı görülmektedir. 18. yüzyıla kadar denizyolu ve iç suyolu taşımacılığı ön
plandayken, 18. ve 19. yüzyılda sanayi devrimi ve buharlı motorların icadı ile demiryolu
taşımacılığı hâkim sistem olmuştur. Karayolu taşımacılığı ise 20. yüzyılda ön plana çıkmış,
İkinci Dünya Savaşı sonrası hızlı bir şekilde artış eğilimine girmiş ve diğer ulaşım
sistemleriyle rekabet edebilir hale gelmiştir. 1970’li yıllarda yaşanan enerji krizinin
aşılmasından sonra, 1980’li yıllarda karayolu ile taşımacılık artan eğilimini sürdürmüş ve
2000’li yıllarda pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede hakim ulaşım sistemi haline
gelmiştir. Ülkemizde mevcut durum itibarıyla, yolcu taşımacılığının % 95’i, yük
taşımacılığının ise % 92’si karayoluyla gerçekleştirilmektedir.

Ekonomik kalkınmanın ve refahın gelişmesinde büyük önemi olan karayolu taşımacılığı,
kendi bünyesi içinde başlı başına bir ekonomik faaliyet olduğu gibi, diğer sektörlerle de çok
yakın ilişkisi olan, bu sektörleri olumlu veya olumsuz yönde etkileyen bir hizmet sektörüdür.

Küreselleşen dünyada ilişkilerin daha esnek, rekabete dayalı olması ve zamanın giderek değer
kazanması ulaştırma hizmetinin önemini arttırmaktadır. Ülkemizde bu hizmetin
gerçekleştirilmesinde en büyük paya sahip karayollarının ve bu hizmeti veren Kuruluşumuzun
içinde bulunduğu mali ve insan kaynakları sorunları dikkate alındığında, faaliyetlerin planlı
bir şekilde yerine getirilmesi gittikçe daha fazla önem kazanmaktadır.